Araçlar, çoğu çift için önemli maddi değere ve günlük yaşamda kritik bir role sahiptir. Mal paylaşımı sırasında, arabanın değerinin adil bir şekilde hesaplanması ve taraflar arasında uygun bir şekilde bölüştürülmesi gerekmektedir. Bu süreçte, aracın piyasa değeri, kullanım durumu, amortisman oranı ve evlilik süresince yapılan ödemeler gibi faktörler dikkate alınır. Aracın tescil sahibi olan eş, tescil sahibi olmayan eşe aracın değeri üzerinden hak ettiği oranda para karşılığını verir. Araç tescil sahibi eş üzerinde kalmaya devam eder. Tabii tescil sahibi eş bu borcu ödeyemezse, diğer eş araca haciz koyarak satışını isteyebilir ve hak ettiği payı zorla alabilir.
Arabanın, evlilik birliği içinde edinilmiş bir ortak mal olarak kabul edilmesi durumunda, her iki eşin de bu varlık üzerinde eşit haklara sahip olduğu varsayılır. Ancak, aracın bir tarafın kişisel malı olarak kabul edilmesi durumunda, bu araç mal paylaşımında farklı şekilde ele alınabilir. Örneğin aracın tamamı kadının düğünde takılan ziynetlerinin bozdurulmasıyla alınmışsa, bu durumda aracın tescili erkek eş üzerinde bulunsa dahi kadın aracın tamamına hak kazanır, aracın tamamı kadının kişisel malı kabul edilir. Bunun nedeni hukuken düğünde takılan ziynetlerin tamamının kadına ait olması, ve bu ziynetlerle aracın tamamının bedelinin ödenmesidir. Yani kadın kişisel mal varlığıyla bir araç satın almıştır, satın alınan bu araç da kadının kişisel mal varlığı kabul edilir.
Arabanın Değerinin Belirlenmesi
Arabanın evlilik içerisinde ortak tasarruflarla alınması durumunda araba edinilmiş mal sayılır. Bu durumda adil bir paylaşım sağlanabilmesi için aracın gerçek sürüm değerinin mal paylaşımı davasının karar duruşmasına en yakın tarih dönemine denk gelecek şekilde, objektif olarak tespit edilmesi gerekir. Öyleyse arabanın değerinin tespit edilmesi sürecindeki temel bileşenleri kısaca inceleyelim:
1. Bilirkişi Tarafından Değerlendirme
Bilirkişi Atanması: Mahkeme tarafından veya tarafların anlaşması ile atanabilir. Bilirkişi, genellikle otomotiv sektöründe uzmanlık sahibi bir kişidir.
Değere Esas Alınacak Tarih: Araç dava öncesi veya dava sırasında elden çıkarılmışsa, elden çıkarıldığı günkü değer tespit edilir; elden çıkarılmamışsa karar duruşmasına en yakın tarihteki değeri tespit edilir. Bunun için karar celsesi öncesinde dosya bilirkişiye sevk edilir ki karar tarihine en yakın şekilde aracın değeri tespit edilebilsin.
Ekspertiz Raporları: Profesyonel bir ekspertiz firması tarafından yapılan detaylı bir inceleme, aracın mekanik durumu, karoseri, iç donanımı ve varsa kusurları hakkında bilgi verir. Bu rapor, aracın piyasa değerini etkileyebilecek her türlü faktörü ortaya koyar.
Değerleme Kriterleri: Ekspertiz sırasında dikkate alınan kriterler arasında aracın markası, modeli, kilometre durumu, bakım geçmişi ve donanım seviyesi gibi unsurlar bulunur. Bu kriterler, aracın piyasa değerini belirlemede kullanılır.
Değerlendirme Süreci: Bilirkişi, aracın mekanik durumunu, kilometre bilgisini, genel bakım durumunu ve herhangi bir hasarını inceleyerek bir rapor hazırlar. Bu rapor, aracın mevcut durumunu ve piyasa değerini yansıtır.
Objektiflik: Bilirkişi değerlendirmesi, sürecin objektif ve adil olmasını sağlar. Tarafların subjektif görüşlerinin ötesinde, aracın gerçek değerini ortaya koyar.
2. Piyasa Değeri ve Rayiç Bedel
Piyasa Araştırması: Araç için benzer özelliklere sahip diğer araçların piyasada satıldığı fiyatlar incelenir. Bu, aracın güncel piyasa değerinin belirlenmesinde kullanılır.
Kullanım Yılı: Arabanın model yılı, mevcut değerini belirlemede önemli bir faktördür. Genellikle, araç yaşlandıkça değeri düşer.
Amortisman: Araç için her yıl belirli bir yüzde değer kaybı hesaplanır. Bu hesaplama, aracın alındığı tarihten itibaren geçen süre ve genel kullanım durumuna göre yapılır. Amortisman oranları, genellikle otomotiv sektörü standartlarına göre belirlenir.
Rayiç Bedel: Araç için genel kabul görmüş, o andaki piyasa koşullarına göre belirlenen ortalama bir değerdir. Rayiç bedel, bölgesel farklılıkları ve piyasadaki dalgalanmaları da dikkate alır.
Değerin Belirlenmesi: Piyasa değeri ve rayiç bedel, aracın adil bir şekilde değerlendirilmesi için önemli kriterlerdir. Bu değerler, mal paylaşımında dikkate alınır.
3. Evlilik İçinde Edinilen Mallar ve Arabanın Statüsü
Ortak Mal Statüsü: Evlilik süresince edinilen araçlar genellikle ortak mal kabul edilir. Bu, aracın değerinin her iki taraf arasında adil bir şekilde bölüştürülmesi gerektiği anlamına gelir.
Kişisel Mal Olarak Değerlendirme: Eğer araç, evlilik öncesi bir taraf tarafından edinilmişse veya kişisel bir hediye, miras gibi yollarla gelmişse, bu araç kişisel mal olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, araç mal paylaşımında farklı bir şekilde ele alınır.
Kredi ile Satın Alma: Eğer araç, evlilik süresince kredi kullanılarak satın alındıysa, kredi taksitlerinin kim tarafından ödendiği önem taşır. Bu ödemeler, mal paylaşımında dikkate alınabilir.
Bakım ve Onarım Giderleri: Araç için yapılan bakım ve onar
ım giderleri de, değer hesaplamasında önemlidir. Bu giderler, aracın daha iyi bir durumda olmasını ve dolayısıyla piyasa değerinin artmasını sağlayabilir.
Bu değer hesaplama yöntemleri, arabanın adil piyasa değerinin belirlenmesinde ve boşanma sürecindeki mal paylaşımının adil bir şekilde yapılmasında önemli rol oynar. Bu yöntemlerin dikkatli bir şekilde uygulanması gerekir.
Aracın vergi borcundan diğer eş sorumlu mu?
Boşanmadan Önce Araba Satılırsa Ne Olur?
Boşanmadan önce araba satılırsa, bu durum mal paylaşımı sürecini doğrudan etkiler. Arabanın satışından elde edilen gelir, evlilik süresince edinilen ortak mallar kapsamında değerlendirilir ve adil bir şekilde bölüştürülür. Bu durumda aracın değeri satıldığı günkü piyasa değeri araştırılarak tespit edilir. Dava sürecinin en az 1 yıl sürdüğünü göz önüne aldığımızda, araç üzerinden pay isteyen dava sonunda hak kazanacağı bedele sadece yüzde 9 faiz işletebilir. Ne yazık ki 2024 yılında yasal faiz hala yüzde 9’dur. Bu durum davalıların ve borçluların enflasyon farkı nedeniyle haksız kazanç elde etmesine yol açmaktadır.
Özet olarak boşanmadan önce veya boşanma esnasında eşin arabayı satması, diğer eşin alacak hakkını etkilemez. Yargıtay da bu durumu şu ifadelerle açıklamıştır: “Mal rejimi sona erdiği sırada davalının mal varlığında bulunması sebebiyle tasfiyeye gireceği açık olup, tasfiye sonrası üçüncü kişiye yapılan satış davacının katılma alacağı hakkını etkilemez. Bu nedenle somut olayda satış tarihi itibarıyla zararına satılıp satılmamasının bir önemi yoktur.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/18240 E. , 2015/6106 K.)
Arabanın boşanma davası öncesindeki 1 yıl içerisinde satılması durumunda da diğer eş aracın bedelini talep edebilir: “Alacağa konu edilen edinilmiş mal niteliğindeki araç aynı zamanda kayıt malik olan eş tarafından satılarak elden çıkartıldığından TMK’nun 229. maddesi kapsamında “edinilmiş mallara eklenecek değer” olarak kabul edilmelidir.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/13448 E. , 2015/20074 K.)
Dava Sırasında Aracın Kaza Yapması Veya Pert Olması
Boşanma veya mal paylaşımı davası devam ederken, ortak mal (edinilmiş mal) niteliğindeki arabayla kaza yapılması durumunda aracın değeri nasıl belirlenir? Bu kusurlu davranış kaza yapan eşin yanına kar mı kalır?
Dava sırasında aracın pert olması durumunda öncelikle sigorta şirketi tarafından tescil sahibi eşe ödenen araç bedeli esas alınarak paylaşım yaptırılır.
Pert aracın sigorta bedeli tarafından ödenen rayiç piyasa bedelinin esas alınarak paylaşım yapılması gerektiğini Yargıtay şu sözleriyle ifade etmiştir: “Mal rejiminin sona erdiği sırada hasarsız olarak mevcut olduğu, mal rejimi sona erdikten sonra aracın pert olmasının davacının katılma alacağı hakkını ortadan kaldırmayacağı, katılma alacağı hesabında aracın karar tarihine en yakın değerinin dikkate alınması gerektiği gözetilerek pert olduğu anlaşılan aracın sigorta şirketi tarafından ödenen 10.250 TL bedelin artık değer kabul edilmesi ve artık değerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi gerekir.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2012/10180 E. , 2013/8878 K.)
Ortak Mal ve Kişisel Mal Ayrımı
Bu süreçte, arabanın “ortak mal” veya “kişisel mal” olması aracın değer hesabı sonrasında hangi eşe ne kadar pay düşeceği açısından önemlidir. Ortak mal (edinilmiş mal) ve kişisel mal kavramlarını kısaca hatırlayalım:
Ortak Mal: Evlilik süresince edinilen mallar genellikle ortak mal kabul edilir. Eğer araba, evlilik birliği içinde elde edilen tasarruflar (maaş, kira geliri, kazanç) neticesinde satın alındıysa, bu araç her iki eşin ortak mülkiyetinde sayılır. Bu, arabanın değerinin, boşanma sürecinde her iki taraf arasında yarı yarıya şekilde bölüştürülmesi gerektiği anlamına gelir.
Kişisel Mal: Kişisel mal, evlilik öncesi bir tarafın sahip olduğu veya evlilik sırasında miras, hediye gibi kişisel yollarla edinilen malları ifade eder. Eğer araba, evlilik öncesi bir tarafın mülkiyetindeyse veya evlilik sırasında sadece bir tarafa özel olarak hediye edildiyse, bu araç kişisel mal olarak kabul edilir ve mal paylaşımında diğer tarafa geçmez.
Mal Rejimleri: Çiftlerin evlilikleri sırasında uyguladıkları mal rejimi, boşanma durumunda mal paylaşımını doğrudan etkiler. Türkiye’de ve birçok ülkede yaygın olarak kabul gören mal rejimleri arasında “edinilmiş mallara katılma”, “mal ayrılığı” ve “paylaşmalı mal ayrılığı” gibi sistemler bulunur.
Boşanma sürecinde arabanın paylaşımı, mal rejimi ve arabanın ortak veya kişisel mal statüsüne göre şekillenir. Bu nedenle, adil bir paylaşımın sağlanabilmesi için, arabanın nasıl edinildiği ve hangi mal rejiminin uygulandığı dikkatle incelenmelidir.